İçindekiler
Doğum öncesi ve sonrası psikolojik sorunlar, hamilelik birçok kadın için mükemmel ve özel bir süreçtir. Elbette ki bu özel sürecin de bazı stresleri var. Hem ödüllendirici hem de stresli olan bu sürecin öncesinde kadının psikolojisinin hem anne adayı hem baba için bilinmesi; bu sürecin sorunsuz atlatılması için gereklidir. Hem duygusal hem de fiziksel olarak yorucu -yıpratıcı olma potansiyeli yüksek olan bu süreçte anne adayının bazı kaygıları olabilir. Doğumda işler yolunda gitmezse anne ve-veya bebeğin ölüm riski vardır. Bu risklerden aşırı endişe eden anne adaylarında Prenatal psikopatoloji durumu gelişiyor. Bu sorunun içeriğinde
- Depresyon
- Ağır- Ajitasyon
- Paronaya
- Halüsinasyonlar
- Depresif Ataklar
Doğum öncesinde oluşabilir veya gelişebilir. Anne adayı biyolojik olarak doğum mucizesine hazır olmalıdır. Bu hazırlık zihinsel ve psikolojik olarak da gerçekleşmelidir. Bu bakımdan anne adayını bilgilendirmekte yarar var. Anne adayı yukarıda saydığımız liste hakkında fikir sahibi olmalıdır. Öncelikle farklı doğum seçenekleri hakkında bilgi almalı ve karşılaşacağı duygusal ve fiziksel değişimler hakkında iyi bilgilendirilmelidir. Ek olarak, depresyon belirtilerini bilmek ve onları tanıyabilmek, onlarla baş etmek için gerekiyor. Doğum sonrasında da depresyon gelişebiliyor. Anne, dünyaya gelen bu minik ve şirin varlığın bakımı ile ilgilenmeli ve hayat boyu sorumluluğunu almalıdır. Bu yüzden ağır sorumluluk; aile fertleri arasında psikolojik destekle paylaşılmalıdır. Anne adayına sürekli moral verilmeli ve destek olunmalıdır. Sürecin en az hasar ve yıpranma ile atlatılması için destek gereklidir.
Doğum Öncesi ve Sonrası Psikolojik Sorunlara Destek Yeni Bir Trend mi?
Eskiden bu tür destekler yoktu, kadınlar bir köşede sessiz sedası doğururdu ve insanlık böyle çoğaldı şeklinde bir soru akla gelebilir değerli okurlar. Ancak her dönemin insanlarının hem fizyoloji hem coğrafi -ekonomik şartları hem de şartlanmaları farklıdır. Bu dönemde doğum büyük bir olay ve özen istiyor. Anne adayları tüm doğum sürecinde hormonal değişimleri geçiriyor ve bunlarla baş etmesi için tıp bilimi ilaç desteği sunuyor.
Bebeğin gelişimi için gerekli tüm vitaminler mineraller alınabiliyor. Suda doğum, sezaryen gibi teknikler gelişti. Anne adayları günümüzde daha hassas. İnsan ömrünün uzatılması, yaşam kalitesinin artması, bebeklerin anne karnında detaylı incelenmesi ve takibi; daha sağlıklı bireylerin oluşmasında kilit rol oynuyor. Bebekler günümüzde daha sağlıklılar daha zekiler. Bu yüzden doğum öncesi psikolojinin mümkün mertebe iyi olması hem anne için hem de bebek için önem arz ediyor.
Doğum Sonrası Depresyon
Doğum sonrası depresyonu önlemenin bir yolu da bu süreci yaşayanlarla ortak bir sosyal ağ oluşturmaktır. Bu, diğer annelerden, aile üyelerinden ve arkadaşlardan oluşan bir destek grubu oluşturmak demektir ve bu destek çok faydalı olabilir. En önemli derslerden biri de yeni doğan bir bebeği hastaneden eve getirmenin her zaman mutlu bir olay olmamasıdır. Bazı kadınlar depresyona girerler. Gereksiz kaygıları olur. Bu kaygıları ailenin diğer bireylerine de yansıtırlar.
- Doğum sonrası anne etrafındaki insanlarla ilişkilerini yeniden gözden geçirir
- Hamilelik sürecinde sürekli ilgi ister
- Hamilelik süresince çok iyi beslenmelidir
- Anne adayı kendisi ve bebeği ile ilgilenmelidir başka sorunlar, işleri daha çok riske eder.
- Hamile kadınlar eşleri ile olan ilişkilerinde daha hassas bir döneme girerler.
- Eşler arasında güvenin tesis edilmesi çok önemlidir.
- Doğumda ve sonrasına oluşacak kaygıların yok edilmesi gereklidir.
- Bebeği hem anne hem baba beraber istemelidir.
- Gebelik düzenli ve sorunsuz gelişmelidir.
- Hamilelikte ortaya çıkan sorunlardan anne aday daha çok etkilenir.
- Baba adayının psikolojik destek almasında yarar vardır.
- Baba eşine bu süreçte her türlü desteği sunabilmelidir.
- Her insanın psikolojik dayanımı farklıdır. Bazıları çok hassas bazılar ise çok dayanıklıdır. Fakat her iki tür insan da hamilelik sürecinde desteğe ihtiyaç duyar.
Gebelikte Stresin Hormonlar Üzerindeki Etkisi
Stres faktörü, özellikle ilk trimesterde hamilelik üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu süre zarfında, gelişmekte olan fetüsün beyni, büyümesini etkileyebilecek çeşitli faktörlere maruz kalır. Fetal organ sistemleri de çeşitli etkilere maruz kalır.
Bazı çalışmalar şunu gösteriyor değerli okurlar; stresin erken doğum riskini arttırması olasıdır. Bu bebeklerin sağlık riski de vardır: kalp hastalığı, solunum güçlükleri ve sindirim bozuklukları gibi sağlık sorunları annedeki stresle ortaya çıkabilir. Özellikle Afrikalı-Amerikalı kadınlardan doğan bebekler için risk annenin stres nedeni ile düşük yapmaktır. Hamilelik sırasında yoğun stres yaşayan kadınlar, düşük, erken doğum ve sağlıksız bebek doğurma gibi riskler altındadır. Yüksek düzeyde stres, depresyon ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklara yol açabilir. Stres pek önemsenmez bir faktör olsa da aslında fetüs ve anne üzerinde kalıcı etkileri olabileceğini bilmelisiniz. Sürekli stres, vücudun tüm dengesini bozar.
İçeriklerimize mobil uygulamalarımız ile anında ulaşın!
